İlk yağmur damlasıydı yanağımdan süzülen,
sen diye zozan
Açarım ellerimi yere düşürmem seni
Günüme doğan güneşin bakışlarında
Bir yeşil elmanın renginde sen
Bir kayısı kokusunda bulurum seni zozan
Sabah içtiğim bir taze çay
kokusunda demlenirim seninle zozan.
Bulurum ben seni seher vaktinde
Bir serçenin çığlığında
Bir Harran tomurcuğunda zozan.
Nev baharla geldin,
Asit yağmurları bıraktın gözlerime zozan.
Bir kan çiçeğiydi parmağında yürüyen
Yüreğinki kıblesine uyduğum
bir taze ekmeğin kokusunda ellerin
bir buseyle doyduğum.
Yüreğinki berrak
Bir taze gelinin gelinliği kadar.
Ve o masum dudaklarından
Bir çilek kırmızısıydı damlayan.
Yüreğimde saklarım seni üşütmem zozan.
Gözlerindi derin denizlerin adı zozan
Yufka yüreğimin
Penceresinde kaldı parmak izlerin.
Ömrüme sarkan üzüm salkımı kaküllerinin
Gölgesine sığındım zozan.
Yüreğim düğüm düğüm olurda
açamam derdimi kimseye zozan
Dilim adın alfabesine mahkum
Bilmem bir şey senden başka
Nasıl düşürdün beni bu çıkmaz aşka
Sen ne aşklar duydun amma
Bu aşk başka zozan bu aşk başka.
Gözlerin ki sedef bir nehirdi su içtiğim.
Sevdan ömrüme panzehirdi zozan.
Sabah yüzüme serptiğim, besmeleyle içtiğim
Suyun aydınlığında sen, akışında sen
Bir dağ yamacında çam ağacında
Bir nazlı bebeğin bakışında sen…
Pencereme konan kelebeğin nakışında sen
Leylakların kokusunda bulurum seni zozan.
Akşam güneş batarken son kez baktın
Süzüldün gözlerimden
Bir sevda akşamında beni yaktın zozan.
Adın lahza lahza geceme düşüyor
Burada yüreğim üşüyor
Al canında ısıt zozan.
Yüreğimde bir yağmur var
Gözlerimden düşer asit yağmurları
Beni buralardan aldır zozan
Fay hattında kaldım yaktın yıktın beni
Gel enkazımı kaldır zozan…
SAFFET ÇAKIR