Vefalı ol ey gönül, su kadar ırmak kadar! Seni gül ile karşılayan çiğnediğin toprak kadar. zümrüt dağların doruklarında kanat açan yar var mı ötesi, bir selam ile hatır sormak kadar!!!
Fırtınaya tutulmuş gönül limanı Gözlerimde tüter yayla dumanı Serçeler öterken seher zamanı Bir selam yolla yürekten olsun.
Her sabah kuşlar pencereme konar Kuşlar konar birer birer, onar onar Ah şakıyan kuş, gel de yaramı onar Her gün devrilir yüreğimde çiçekli çınar her sabah kuşlar konar yaralı yüreğime..
Yağmur var geceden yağmur bir iç çekiş akasyalardan kalan bir taze ekmek, bir sıcak çay bir dost tebessümü gerisi yalan.
Gölgeler düştü bu akşam suya Ruhum daldı bir sonsuz uykuya Gerçek diye gördüğüm bu rüya Hakikat şehrine varır mı bilmem..
O ıssız dağlarda sensiz üşürdüm Bu aklımı yüreğinde düşürdüm Saki misali sana su taşırdım Sende bu ateşte yansaydın eğer.
Şimdi düşer gözlerine hüznü akşamın gözyaşını sil başını dayadığın buğulu camın! ve insan yüreğinde saklar parça parça mevsimler Bir muammadır hikayesi ruhu kanayan insanın.
Hayaller şehir ışıkları gibidir, güneşle söner İnsanoğlu en sonunda kendi gerçeğine döner.