SELAM! Asr-ı saadetten doğan o iki hece; Aydınlandı bir sesle; asırlık gece. Selâm: ulviyet, esenlik, güven, selamet Yürekte bahar, serde doğru istikamet… Eşref-i mahlukatın dilinde zikirdir, Kıldan ince, elmastan keskin fikirdir. Bir süt misali dökülür dudaktan selâm Değerine paha biçilmeyen bir kelâm. Selâm; arşa eli değen bir nurdur, Verene, alana rahmet hem onurdur. Selâm sevda mevsiminden bir kuştur Selâm almayanın tüm yolları yokuştur. Yakuttan da safir, konar yüreklere İçer de o mânayı; süzülür göklere. Selâm yürekleri arındırır riyadan, Emanettir bize o Resul-i kibriya’dan. Yürekler ki o sesle ipek ipek dokunur Her kelimesinde o yarin ismi okunur. Selâm; o sevgiliyle vuslat vaktidir, Belki bu, Rabbimizin bizimle aktidir. Benden çıkar, senden yansır semaya Verir bir elini güneşe, bir elini aya. Selâm; dilde inci, yürekte maya, Çıkar arşa, nur olur iner dünyaya. Selâm size, selam Hakkı görenlere Selâm olsun, güllere, yedi verenlere! |
Saffet Çakır |
Web dizayn: imamlarburada@hotmail.com