Oruç İslam’ın emirlerinden biri olup,bedeni bir ibadettir. Bizden önceki ümmetlere de emredildiği için tarihi bir boyutu vardır. İnsanlığın, Hz ademden günümüze kadar imtihan serüveni devam etmiştir. Yüce Mevla kendi ruhundan bir parça olan insanların, kendisine dönüşü sırasında ebedi saadete ulaşmaları için çeşitli ibadetler emretmiştir. Bu ibadetlerden biride oruçtur. Oruç Müslüman olan,baliğ olan,sağlıklı ve mukim olan herkese farzdır. Oruç;imsak vaktinden, akşam vaktine kadar yeme içme ve cinsi durumlardan uzak olmaktır. Oruç tutmaktan amaç rabbimizin rızasını kazanmaktır. Oruç temiz bir kalp ile. İhlaslı bir şekilde tutulursa, o orucun mükafatı çok büyüktür. Çünkü efendimiz hadisi kutside :’’insanoğlunun her hasenesine karşılık ondan yediyüz’e kadar sevap verilir. Fakat oruç böyle değildir. Orucun mükafatını Allah verecektir, orucun sevabına bir rakam verilemez.’’ buyurmuştur. Oruç tutarken sadece midemizi değil, bütün vücudumuzu oruç tutturmalıyız. Şöyle ki, elimizi, gözümüzü haramdan, dilimizi gıybet , yalandan ve kötü sözden,kulağımızı lüzumsuz seslerden korumalıyız.
Efendimiz bu konuda uyarıyorlar ‘’ramazan da oruç tuttuktan sonra,yalanı ve kötü işleri bırakmayan kişinin orucunun Allah indinde bir değeri yoktur.’’ buyurmaktadır. Öyle ki oruçla ilgili ayeti kerimenin sonunda rabbimiz "…ta ki korunasınız." buyurmaktadır. Yani günahlardan korunarak, sabrı ve yardımlaşmayı öğrenip uygulayarak cennete ulaşmak. Efendimiz bu korunmayı şöyle tarif ediyor: ’’oruç, tutana şefaat edecektir. Oruç cehenneme karşı bir kalkandır.’’ buyurmuştur. Oruç sabırla yakın ilgilidir. Oruç tutan insan sabretmeyi öğrenir. Efendimiz: ’’oruç sabrın yarısıdır .’’ buyurur. Oruç tutan açların, ihtiyaç sahiplerinin halinden anlar. Bu yönüyle de orucun sosyal adaleti motive etme gibi bir misyonu vardır. Ramazan rahmet ve sabır ayıdır. Bu kıymetli zaman dilimini en verimli şekilde değerlendirmek kalbi uyanık tutmak, aklını iyi kullanan insanların işidir.. Akıl bunun için verilmiş, kuran bunun için gönderilmiştir. Dinimizde zorluk yoktur. Fakat ibadetleri savsaklamakta yoktur. Oruç tutmaya gücü yetmeyenler, kronik hasta olanlar maddi durumları iyiyse fidye verirler. Geçici hasta olanlar v.s kısım kişi ise kaza ederler. Bu konunun detayları fıkıh kitaplarında yazılıdır. Orucun sağlığa faydalı yönü de vardır, bunu bugün tıp otoriteleri de kabul etmektedirler. Hz. Peygamber:’’oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız.’’ Buyurmuştur. İman dolu bir kalple, sıhhat dolu bir vücutla, sabırla, rahmet dolu nice ramazan aylarına ulaşmamız dileğiyle saygı ve selamlarımı arzederim… |