SERENAT... Kuşlar ağlıyordu bir seherde sebebini çözemediğim bir içli türküydü hayat her doğan günki bir gözyaşına gebeydi ağlardı kuşlar her gün batımında. Filistinde, kandaharda, miammarda... Kapımın önü vurulan bir bahçeydi Yada Somalide bir sokak ortası. Yüreğim ki umutları çalınmış Bir afrikalı çocuktu Çöllerde…
Her kadın içimde bir selviydi Semaya yükselen Kanat çırpıp güneşle gelen. Senmiydin bilmeden kapımı çalan Bir gece vakti Elleri kan gülü kokulum. Olmadı benim okulum Oyuncaklarım olmadı hiç.
Annemin toprak kokardı elleri Doğuda buğday tarlalarında Nevşehirde patates bahçelerinde Çiçek kokardı çukurovada, Adanada Ter kokardı alnı hep ak Babamın bir türküsü vardı Çoruh nehriyle çağlayan Bayburt dağlarından kopan Bir sevdası vardı ülkem kadar.
Zulmün direnişine başkaldırı resitali bu Bir feryadım var benim şimdi Kuşların çığlığı kadar. kutsaldı göz yaşım bir yakup misali Sevda kaldı kıskacında akrebin. Nil nehrini içen o gözlerin bir mutluluk şarkısıydı ellerin. Bir kedim olmadı benim Nede yolumu bekleyen bir sevgilim. Küela kuşlarının kırmızı gagasında kaldı Öksüz umutlarım, bir su damlası kadar.
Akrebin gönlünde gül açmaz sevdiğim. Kanadı kırık kuş uçmaz sevdiğim. Aşkın bir anlam kırılmasıydı belki bu Ben ağlardım belli etmezdim Gözyaşım vardı benim Fırat misali sevda nehrine dökülen Babilin asma bahçeleriydi yüreğimde talan edilen İbrahimdi hala mancınıkla ateşlere atılan Yusufun rüyasıydı zindanda yarım kalan Bir züleyha ağlıyor yüreğimin enginlerinde... Hayat bir serenat misaliydi Düşleri yarım kalan içimde bir sen gerisi yalan Yılanın vicdanında kalmış şimdi kumrular. Tilkilerin ülkesinde aslanlar köle Bir yağmur damlası düşmedi çöle. İntifada çatlamış dudaklar Dünya böyle gelmiş gider mi böyle? Benim lügatimde kelimeler bitti Ey sevgili bir şeyde ne olur sen söyle!
SAFFET ÇAKIR |