SAFFET ÇAKIR

OKYANUSLARA YOLCULUK

MENÜLER
Site Haritası
Takvim

ÇANAKKALE VE İMAN

Çanakkale Zaferi manevi sırlarla doludur.


Çanakkale, "Allah size yardım ederse artık sizi yenecek kimse yoktur" ayetinin tecelligâhıdır.Allah’ın yardımıyla bu büyük zafer kazanılmış ve İslam’ın son karakollarından biri düşmemiştir..

Koca Seyit,Şehid Yarbay Hasan Bey,Ladikli Ahmet ve Kaşıklı Dede,Tokatlı Bekir,Kınalı Hasan,Muhammed İkbal,Hindistanlı alim ve Peygamberimizin türbedarı , Binbaşı Lütfi Bey manevi tezahürlerin üzerlerinde tecelli ettiği sadece birkaçıdır..Biz bunlardan Binbaşı Lütfi Beyle ilgili olan hadiseyi anlatacağız..

BİNBAŞI LÜTFİ BEY

..Kereviz derenin başını tutan.4.Tümen’in 2 alayın 3 taburu vardı.1. Taburun Komutanı Binbaşı LÜTFİ BEY’di ,eşi vefat ettiğinden 13 yaşındaki EMRULLAH’ta babası ile birlikteydi. Aynı taburda görevli komutanlardan Yüzbaşı Dr.Hikmet Arda hatıratında şöyle anlatıyor.

Bir gün Fransızlarla amansız bir savaşa tutuştuk.Ben yaralılarla uğraşırken etrafımızı Senegalli siyahi askerler sardı.Sonumuzun geldiğini düşündüm. Askeri gücümüz bozulmuş,birliğimiz dağılmış ve geri çekilmeye başlamıştık.

Siperler ağır ağır boşaltılıyordu.Bu ise büyük bir felaket demekti, çünki Alçıtepe düşebilirdi.İşte o anda BİNBAŞI LÜTFİ BEY kılıcını havaya kaldırarak gür bir sesle bir bulut gibi gürledi ve “YETİŞ YA MUHAMMED KİTABIN ELDEN GİDİYOR! ” diye bağırarak düşman hatlarına koştu.

Bunu duyan askerlerimizde ondan cesaret alarak yeniden toparlanıp yeniden düşman hatlarına saldırdı.Kereviz dereyi ALLAH ALLAH nidaları ve Afrikalıların feryat sesleri tuttu. 2 alay askerlerimiz bulut gibi denize doğru akıp gittiler.İşte o an Çanakkale harbi kazanıldı Alçıtepe kurtarıldı.Bu olayda olduğu gibi Çanakkale zaferinin en önemli iki şifresi iman ve cesaretti.

İMAN VE CESARET

Çanakkale destanının 50. Yılında Arıburnundan Hakkı Uluğ Bey anlatıyor.: “Bir şehidin hatırasını, tam 50 yıldır kalbimde yaşatırım diyor.

İşte kardeşi Lisede sınıf arkadaşım olan Kurmay yüzbaşı Derviş Paşanın oğlu Kemal’in ölümsüz anısı;

21 Haziran, 2. Tümenin komutanı, Kurmay başkanı Kemal’in ileri siperlerdeki birliklerin durumunu incelemeye yollamıştı.

Ancak Kemal Bey yaralanır. Ama yarasına aldırmadan görevine devam eder.

Fakat öğleye doğru , bir şarapnel onu kasığından ikinci defa yaralar. Bu defa yarası ağırdır.

Kemal Bey için Hekimler ameliyata lüzum görürler, neticeden pek de ümitli değillerdir.

Hastaneye gönderilirken: -Beni Tümen karargahına gönderiniz” diye direndi. İsteği yerine getirildi. Bir sedye içinde karargaha getirildiği zaman, buhranlı bir an yaşıyordu ve durumu çok kötüydü.

Düşman saldırısına karşı alınacak tedbirler tartışılıyordu. Ağır yaralı Kemal yarasının acısını unutmuş tartışılanları dinliyordu. Bir Subay;“İlk hattaki siperlerin boşaltılmasını” öne sürünce, sedyenin üstünden bir baş yükseldi. ”O” ağır yaralı kurmay başkanı kendisini görevi başında hissediyordu:

-“Aman geri çekmeyin, sakın cepheyi, sakın cepheyi düşmana bırakmayın.” Diye bütün gücü ile sesleniyordu. O arada bir başkası Kerevizdere mevzilerine dayanamayacağında ısrar edince yine haykırdı:DAYANIR...

Arkadaşları, kurmay başkanının bu ısrarlarına değer verdiler. Ve düşman saldırısı, tutunulan mevzilerde karşılandı. Kemal Hastane yolunda ALLAH’ a kavuşurken düşman taarruzunun kırıldığı haberi tümen karargahına geldi.

İşte Çanakkale’yi kazandıran ruh

İşte Çanakkale’yi geçilmez dedirten RUH

Saat
Hava Durumu