İnsanlık âleminin ilahi fıtrattan uzaklaştığı dönemlerde Cenab-ı Hak insanlığı tekrar yaratılış gayesine uygun yaşaması için kitaplar ve sahifeler göndermiştir. Allah’ın insanların dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmaları için gönderdiği son kitap Kur’an-ı Kerimdir. ‘’Kuran-ı Kerim doğruluğu şüphe götürmeyen ve Allaha karşı gelmekten sakınanlara yol gösteren kitaptır.’’ (Bakara 2)
Müslüman’ın kendi ilahi kitabını tanımaması, okumaması esaslarına tabii olmaması kadar üzücü bir şey olamaz. Metin veya mealinden hepimiz okuyup anlayabilir, anladıklarımızı da yaşayabiliriz.Kuran getirdiği ilahi prensipleri itibariyle anlaşılmaz yaşanamaz bir kitap değildir. Yüce Allah: “And olsun biz Kuran’ı düşünüp öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık.”(Kamer 22) buyurarak Kuranın öğüt almak, yaşamak için kolay olduğuna dikkatlerimizi çekmiştir.
En fazla okuyup dinlediğimiz kitap Kuran-ı Kerim olduğuna göre Kuranın prensiplerini hayatımıza aktaramamışsak kendimizi ciddi anlamda sorgulamalıyız. Kur’an-ı Kerim, ferdi ve toplumsal bütün dertlere derman, bütün nefsi hastalıklara şifadır. Kur’an-ı anlayıp esaslarını yaşamak isteyenler O’na sarılmalı, O’na yakın olmalıdırlar.
Peygamberimiz konumuzla ilgili Hadis-i Şerifinde: Her kim Kur'ânı okur, onu anlayarak ezberler ve helâlini helâl, haramını haram kabul ederse, Allah bu Kur'ân sebebiyle onu Cennete koyar." (Tirmizi) buyurmaktadır.