SAFFET ÇAKIR

OKYANUSLARA YOLCULUK

MENÜLER
Site Haritası
Takvim

ALLAH DOSTLARI

Kur’an, inkârcıların tevhit, nübüvvet, ahiret hayatı, gibi temel konulardaki şüphelerine cevaplar verdikten, itirazlarının yersizliğini dile getirdikten sonra sözü, Allah’ın her şeyi kuşatan bilgisine getirmektedir. (Yunus, 10/61.) Yüce Allah’ın her şeyi bilmesi, insanların bütün yaptıklarından haberdar olması, itaatkâr kulları için büyük bir sevinç, isyankâr kulları içinse büyük bir tehdittir. Allah Teala bu şekilde kendilerine moral verdiği,  kalplerini pekiştirdiği itaatkâr kullarını şöyle tarif etmektedir:

 “Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar, iman edip de takvaya ermiş olanlardır.” (Yunus, 10/62-63.)

Veli kelimesinin kökünde “yakınlık” anlamı vardır. Bir şeyin velisi, ona yakın olandır. Allah’a mekân açısından yakın olmak muhaldir.  Ancak kişiyi Allah’a yakın kılan bazı özellikler vardır ki; bu özelliklere sahip olduğunda mecazi anlamda o kişi Allah’a yakın, yani O’na dost olur. Allah’a olan yakınlık iki boyutludur; kul Allah’a veli olduğunda Allah da kuluna veli olur.  Kur’an’da “Allah iman edenlerin velisidir.” (Bakara, 2/257.) buyrulmuştur. Allah’ın “Veli” ismi, “Müminlere yardım eden, onları koruyan, gözeten, onların yakını ve dostu.” anlamına gelmektedir.

 Hz. Peygamber, bir hadis-i şerifinde bu hususu şöyle ifade etmektedir:

“Şüphesiz Allah’ın kullarından bazı insanlar vardır ki, onlar ne peygamber ne de şehittirler. Fakat kıyamet gününde, Allah katındaki makamlarından dolayı nebiler ve şehitler onlara gıpta edecekler.” Sahabeler: “Ey Allah’ın Rasulü, bize haber ver, onlar kimlerdir?” deyince Allah Rasulü;  “Onlar öyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal mülk olmaksızın Allah için birbirlerini severler. Hem, vallahi şüphesiz onların yüzleri pırıl pırıl nurdur. Şüphesiz onlar nur üzerindedirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar hüzünlendiği zaman onlar hüzünlenmezler.” buyurdu ve şu ayeti okudu: “Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Ebu Davud, İcare 76.)

Allah dostlarının bir diğer özelliği, bazı rivayetlerde “Görüldüklerinde Allah hatırlanan kişiler.” olarak ifade edilmiştir. (Taberi, Tefsir, XV, 119.) İbadet onların sadece içlerini değil dışlarını da aydınlatmış, bu aydınlık yüzlerine aksetmiştir. (Fetih, 48/29.) Yüzlerindeki huzur ve huşu muhatapları tarafından da hissedilir; muhataplarının da aynı duyguları hissetmesine vesile olur. Allah dostları kadere razı olan, belaya sabreden, nimetlere şükreden insanlardır. Onlar her daim Hakk’a muvafık olarak davranırlar. Allah’ın dostluğunu kazanmış, onun tarafından değer görmeyi hak etmiş insanlardır. (Maverdi, en-Nüketü ve’l-Uyun, II, 440.)

Yunus suresinin 61-64. ayetlerinden anlaşıldığına göre:

1- “Allah dostları” ifadesi,  her Müslüman’ın önüne konmuş bir idealin ifadesidir. Bu sıfat belli bir sınıfa, çevreye, ırka veya kültüre hasredilemez. 

2- Allah dostları için peygamberlerin sahip olduğu ismet sıfatı söz konusu değildir. Nihai olarak kimin dostu olup olmadığının kararı da Allah’a aittir. Allah dostu olduğuna dair hüsnüzanda bulunulan kimse, hatadan korunmuş kabul edilemez.

3- “Allah dostları” ifadesinin Allah’a yönelik boyutu yanında müminlere yönelik boyutu da vardır. Hz. Peygamberin onları, birbirini karşılıksız seven insanlar olarak nitelemesi, bunu ifade etmektedir. Sevgi duygusu müminlere karşı sorumluluğunun idrakinde olmayı gerektirmektedir. Bu dostluğun hukuku yerine getirilmediği takdirde İslam’ın zaafa düşüp küfrün güçleneceğinde ve yeryüzünde büyük fitne ve fesadın kaçınılmaz olacağında şüphe yoktur.  (Enfal, 8/73.)

ARALIK 2018 DİYANET AYLIK DERGİ

Saat
Hava Durumu