SAFFET ÇAKIR

OKYANUSLARA YOLCULUK

MENÜLER
Site Haritası
Takvim

AHİRETİ KAZANMAK

AHİRETİ KAZANMAK

Hayatımızda bir şeyler yolunda gitmiyor olabilir evet. Ama bizim unuttuğumuz bir şey var, zaten hiçbir zaman hayatımızda her şey yolunda olmayacaktı. Çünkü burası dünya. Burası hizmet ve imtihan yeri. Her şeyin en güzel olduğu yer diye burasını anlatmadı bize Rabbimiz. Tam tersine, “Sabredenleri müjdele!” dedi Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’le. Bizi yoktan var eden Rabbimiz, öylesine göndermedi bizleri dünya sahrasına. Çölün ortasında yapayalnız gibi mi hissediyorsun, hayır! Senin senden haberdar, her an seninle ilgilenen, sen bile O’nu unutsan bir an bile seni unutmayan Rabbin var! Senin sana ümitsizliği haram kılan bir Rabbin var! Bir samimi tövbenle her günahını yakıp yerine iyilikler verecek kadar seni çok seven bir Rabbin var! O’nu çok unuttun, halbuki O’na döneceksin ve her anının hesabını vereceksin. Ölmediysen geç değil, yeni bir başlangıç için nefes alsan yeter. 

 1-Kainatta imandan sonraki en yüksek hakikat: Namaz

İlk yapman gereken şeyin namaza başlamak olduğunu biliyorsun aslında. Burada namazı, hikmetini, mahiyetini yazmaya kalksak kitap olur belki. Sadece şunları fark et: Namazı emreden kim, namazda huzuruna çağrıldığın kim ve reddeder de gitmezsen kime karşı geliyorsun? Alemlerin Rabbi, her an her şeyi ayakta tutan, hayat veren ve öldüren, yıldızlardan galaksilere, zerrelerine dek her şeyin kendisine mükemmel derecede itaat edip bir an bile karşı gelmediği Allah, her şeyin sahibi, sultanı; dünyanın, Cennetin ve Cehhennemin Rabbi Allah… Şimdi sana mühlet veriyor diye hiç ceza vermeyecek mi sanıyorsun? Hayır, ne yaparsan karşılığını alacaksın ve emin ol şu imtihan dünyasında namazsız hiçbir zaman kalbin rahatlamayacak. Geçici unutmaklar ve dünyaya dalmaklar seni bir gün her şeyin biteceği gerçeğinden kurtarmayacak.“Kalpler ancak Allah’ı anmakla mutmain olur.” (Rad Sûresi 28)

Günün Sünnet-i Seniyesi: Namazdan sonra 33 Subhanallah, 33 Elhamdulillah, 33 Allahu Ekber demek

2. :Rabbimiz'den öğüt, kalplere şifa, rehber, rahmet: Kur'ân-ı Kerim

 “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’ân) geldi.” (Yunus Sûresi 57)

Eğer Kur’ân okumayı bilmiyorsan her gün 15 dakika ayırarak çok rahat bir şekilde öğrenebilirsin. Bu süre zarfında You Tube’dan Kur’ân dinlemeye devam et.

3. :Ortamda gıybet edilmeye başlanırsa “Ben ölü eti yemiyorum kardeşim” deyip orayı terk etmek

 “Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?” (Hucurât Sûresi 12)

Rabbimiz gıybeti, kardeşinin ölüsünün etini yemekle bir tutup bu davranışın ne kadar iğrenç olduğunu bize öğretiyor.

“Gıybet, kardeşini hoşuna gitmeyecek şekilde anmandır.” (Tirmizî, Birr, 23; Dârimî, Rikat, 6; Mâlik, Muvatta, Kelâm,10; Ahmed b. Hanbel, II/384, 386).

“Gıybet etmeyin” uyarısından sonra klasik gelen cevaplar vardır: “Ben arkasından konuşmuyorum, yüzüne de söylerim”, “canım biz gerçekleri konuşuyoruz gıybet etmiyoruz” gibi. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem der ki:

“Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun; eğer yoksa bir de iftirada bulundun.” (Ebu Davud, Edeb 40, (4874))

Gıybet edilen bir ortamda sadece dinleyici pozisyonunda olmak bizi bu günahtan kurtarmıyor çünkü
“Gıybet edeni dinleyen de günahta ortaktır.” (Taberani)

Bu çok çirkin günahtan arkamıza bakmadan kaçmamız gerek. Eğer yanımızda gıybete başlanırsa uyarmalı ve hemen konuyu değiştirmeliyiz. Eğer devam edilirse orayı gayet karizmatik bir şekilde terk etmek bizim görevimizdir. Unutmadan;
“Arkasından konuşmak gibi olmasın ama…” deyince de arkasından konuşmak gibi oluyor hiç devam etmemeli!

Günün Sünnet-i Seniyesi: Akşam olunca ışığı yakmadan önce perdeleri çekmek

 4. :Sırf “Rabbim böyle daha çok sever” diye “affetmek”

 Kendimize yapılan hataları affetmek, görmezlikten gelmek, onlara sabretmek gerçekten nefse çok ağır gelen bir iştir. Ama unutmamak gerek, affetmek büyük insanların şiarıdır.

“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.” (Âl-i İmran Sûresi 134)

“Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Nisa Sûresi 149)

“Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından, şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk (verilmesin)e kefilim.” (Ebu Davud, Edeb 7; Tirmizî, Birr 158; Nesâî, Cihad 19; İbn Mâce, Mukaddime 7)

Öyleyse bugün kim ne yaparsa yapsın, sırf Allah rızası için öfkemizi yutup kardeşimizin hatasını affedip unutmaya çalışalım.

Günün Sünnet-i Seniyesi: Suyu oturarak, üç yudumda içmek ve içmeden önce bismillah deyip içtikten sonra elhamdülillah demek

5.  Gülümse!

 Biliyoruz ki gülümsemek Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in güzeller güzeli ahlakındandır, sünnettir.

“Güler yüzle insanlara selâm vermen sadakadır.” (Câmiü’s-Sağîr, 4/1513)

“Allah yumuşak ve güler yüzlü kimseyi sever.” (Câmiü’s-Sağîr, 2/503)

“Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyle ise, güler yüzlülüğünüz ve güzel huyunuzla onları memnun ediniz.” (Câmiü’s-Sağîr, 2/661)

“Allah Müslüman kardeşine surat asan kimseye buğz eder.” (Câmiü’s-Sağîr, 2/500)

“Allah’tan kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su isteyen birisine kovandan su vermek veya Müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak dahî olsa.” (Müslim, Birr, 144; Tirmizî, Et’ime, 30)

O zaman biz de bugün elimizden geldiğince herkese(tabi ki helâl olan herkese) gülümseyelim!

Günün Sünnet-i Seniyesi: Hapşırınca “elhamdülillah” demek ve hapşırana “yerhamukellah” demek

6. - Anne-babamızın gönlünü hoş tutmak

 Anne ve babaya itaat(günah olmayacak şeylerde), onların gönüllerini hoş tutup onlara saygılı olmak dinimizin en büyük emirlerindendir.

Hatta “Ana-babamı ağlar hâlde terk ederek, hicret etmek üzere senin emrini almaya geldim” diyen bir sahabiye Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

–“Onlara dön, nasıl ağlattınsa onları öylece güldür, sevindir” der ve henüz Müslüman dahi olmayan ana-babasının yanına gönderir.

“İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.” (Lokman Sûresi 14)

“Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.
Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” (İsrâ Sûresi 23-24)

Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de “kime iyilik yapayım?” diye üç defa soran bir sahabiye, üç defasında da, “annene” cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1).

Öyleyse bugün bütün gün anne ve babamızın dediği her şeyi iki etmeden yapıp bugünü (ve inşâAllah her günü) onların gönlünü hoş tutmaya, onları memnun etmeye, onlara hizmet etmeye ayıralım!

Günün Sünnet-i Seniyesi: Yolda başı öne eğik yürümek

7. ADIM: Tövbe Etmenin Huzuruna Dalmak

 “Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lanetlenmekten) kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim.” ﴾Bakara Sûresi 160﴿

“Allah, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa Sûresi 26)

O’nun azametinden, kahredici gücünden yine O’nun eşi benzeri olmayan merhametine sığınmak…

O’ndan yine O’na sığınmak…

Anneciğinin tokadından korkup yine ağlayarak onun kucağına sığınan minik bir çocuk gibi…

“Öyle bir kimse ki, çorak, boş ve tehlikeli bir arazide bulunuyor. Beraberinde devesi vardır. Devesinin üzerine de yiyecek ve içeceğini yüklemiş. Derken uyur. Uyandığında bir de bakar ki, devesi gitmiş. Devesini aramaya koyulur. Bir türlü bulamaz. Açlıktan ve susuzluktan perişan bir vaziyette iken kendi kendine şöyle der: ‘Artık ilk bulunduğum yere gideyim de, ölünceye kadar orada uyuyayım.’ Gider, ölmek üzere başını kolunun üzerine koyar. Bir ara uyanır. Bakar ki, devesi yanıbaşında duruyor. Bütün azığı, yiyeceği ve içeceği de devesinin üzerindedir. İşte Allah mü’min kulunun tövbe ve istiğfarı ile, böyle bir durumda olan kimsenin sevincinden daha fazla sevinç ve lezzet alır.(Müslim, Tevbe 3.)

“Allah Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım.” (Tirmizî, Daavât 98.)

“Günahından tam olarak dönüp tevbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr 10/150)

8- GÜNAHLARDAN KAÇINMAK

“Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlâkın gereğine göre davran. ” (Tirmizî, birr, 55)

Ve Rabbimiz’in bize bir müjdesi daha var…

“Eğer size yasaklanmış günahların büyüklerinden kaçınırsanız, geri kalan günahlarınızı örter ve sizi nimet ve ikramlarımızla dolu olan Cennete koyarız.” (Nisa Sûresi 31)

 10- İYİLİK ETMEK, ZEKATI VERMEK, SADAKA VERMEK
Saat
Hava Durumu