SAFFET ÇAKIR

OKYANUSLARA YOLCULUK

MENÜLER
Site Haritası
Takvim

ORUCUN ÇEŞİTLERİ

1. FARZ ORUÇLAR

Farz olan oruç deyince ilk akla gelen Ramazan orucu olup, bu önceden belirlenmiş olan ve bilinen bir oruçtur. Özürlü veya özürsüz olarak tutulamadığı takdirde, daha sonra kaza edilmesi de farz hükmündedir.

Kefâret olarak tutulması gereken oruçlar da farz hükmündedir. Ramazan orucunun bilerek bozulması durumunda tutulması gereken kefâret orucu ile, zıhâr, yanlışlıkla ve kaza ile adam öldürme, hacda ihramlı iken vaktinden önce tıraş olma ve yemin için tutulacak kefâret oruçları bu gruba girer. Kefâret orucu, yapılan bir hatanın cezası veya telâfisi anlamını taşıdığı için, başlangıçta belirlenmiş bir yükümlülük olmayıp, buna yol açan bir eksiklik durumunda ortaya çıkabilen bir yükümlülüktür. Bu yüzden Ramazan orucu “muayyen farz” diğerleri ise “gayri muayyen farz” olarak nitelendirilir.

Ramazan orucunun kazası da istenilen mübah günlerde tutulabilir. Ancak İmam Şâfi’nin, kazaya kalan Ramazan orucunun aynı yıl içinde kaza edilmesi gerektiğine ilişkin görüşü de dikkate alınarak, zamanında tutulamayan farz orucu mümkün olan en kısa zamanda tutmaya çalışmak uygun olur.

2. VACİB ORUÇLAR

Adak (nezir) orucu ile başlanmış nâfile bir orucun bozulması durumunda bunun kazası vâcip hükmündedir. Kişinin dînen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için bir yükümlülük hâline getirmesine “adak” denir. Adak yapılırken, orucun tutulacağı gün belirlenmişse, meselâ filan ayın filan günü gibi, bu muayyen bir vacip olur ve orucun belirlenen bu günde tutulması gerekir. Adanan itikâf orucu da belirli günde tutulacağı için muayyen oruç kapsamına girer. Orucun tutulacağı gün belirlenmemişse gayri muayyen vâcip söz konusu olur ki, istenilen mübah bir günde tutulabilir.

Başlanmış bir nâfile oruç bozulunca, bunun kaza edilmesi Hanefîlere göre vâcip, Mâlikîler’e göre farzdır. İmam Şâfi’ye göre ise, nâfile orucun kazası gerekmez.

3. NAFİLE ORUÇLAR

Farz ve vâcip oruçların dışında tutulan oruçlar genel olarak nâfile oruç olarak isimlendirilir. Nâfile oruç, mübah olan tüm günlerde tutulabilir. Ancak bazı günlerde oruç tutmak daha faziletli görülerek, bu günlerde oruç tutmak sünnet veya mendup kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in sıklıkla oruç tuttuğu ve mü’minleri de oruca teşvik ettiği günler şunlardır.

Oruç Tutmanın Mendup Olduğu Günler:

1. Dâvud (a.s) orucu: Nafile oruçların en faziletlisi bir gün oruç tutup diğer gün tutmamaktır. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “En faziletli oruç Dâvud (a.s) ın tuttuğu oruçtur. Dâvud (a.s.) bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.” Abdullah İbn Ömer, “Ben daha fazlasını tutabilirim” deyince, Hz. Peygamber “Bundan üstünü yoktur” buyurmuştur.[1]

2. Her ay üç gün oruç: Her ayın özellikle 13, 14, ve 15. günlerinde oruç tutmak müstehaptır. Kamerî takvîm hesabına göre bugünlere, “ eyyâm-ı biD” denir. Ebû Zer (r.a)’ten rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her ayda üç gün oruç tuttuğun zaman, 13, 14 ve 15 nci günlerde tut.”[2] Hz. Aişe (r. anhâ), Hz. Peygamber (s.a.s.)’in her aydan üç gün oruç tuttuğunu bildirmiştir.[3]

3. Pazartesi-perşembe orucu: Usâme İbn Zeyd (r.a.)’ten rivayet edildiğine göre; Hz. Peygamber pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Kendisine bu günleri tercih etmesinin sebebi sorulunca: “İnsanların âmelleri Allah Teâlâ’ya pazartesi ve perşembe günleri arzolunur. Ben amelimin arzı sırasında oruçlu olmayı severim.” [4]

4. Şevval orucu: Ay takvimine göre, Ramazan ayından sonraki ay, Şevval ayıdır. Bu ayda altı gün oruç tutmak müstehaptır. Ayrı günlerde tutulabilirse de, bunların bayramın hemen arkasından peş peşe tutulması daha faziletlidir. Kaza, adak, v.b bir oruç da bu günlerde tutulsa aynı sevap elde edilir. Ebû Eyyûb’un naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Her kim Ramazanı oruçla geçirir ve sonra buna Şevval ayından altı gün ilave ederse, bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur.” [5] Bire on kat ecir hesabıyla Ramazan orucunun on aya, altı gün Şevval orucunun da 60 güne karşılık olduğu, böylece bütün yılın oruçlu geçirilmiş sayılacağı rivayet edilmiştir.[6] Çünkü Kur’an-ı Kerim’de; Kim iyi bir amel işlerse, ona bunun on katı ecir vardır.” buyurulur.[7] Diğer yandan, âdet görme yüzünden Ramazan orucu kazaya kalan bayanların, ortalama altı gün kaza orucunu bu günlerde tutması da onlara bu ecri kazandırır.

5. Arefe günü orucu: Hac’ da olmayanların Zilhicce ayının dokuzuncu gününü oruçla geçirmeleri müstehaptır. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur; “Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah’tan umulur.” [8]

6. Zilhicce orucu: Zilhicce ayının ilk dokuz gününde oruç tutmak tavsiye edilmiştir. Ancak hacda olanlara yorgunluk verebileceği için Arefe günü oruç tutmaları mekruh sayılmıştır. Çünkü Hz. Hafsa (r. anhâ) şöyle demiştir. “Hz. Peygamber (s.a.s.) dört şeyi hiç terk etmemiştir: Aşûre orucu, Zilhicce’nin ilk dokuz günü, her aydan üç gün, sabah namazından önce iki rekat namaz.” [9]

7. Aşûre orucu: Muharrem ayının onuncu gününe “âşûrâ” denir. Yalnız bu günde değil bir gün önce veya bir gün sonrasını da ekleyerek oruç tutmak müstehap sayılmıştır. İbn Abbas (r.a)’ten rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) Medine’ye hicret edince, Yahudiler’in aşûre gününde oruç tuttuklarını görmüş ve bu orucun anlamını yani niçin tutulduğunu sormuştu. Yahudiler, kendisine; bu günün büyük bir gün olduğunu, Allah’ın bu günde Musa’yı ve İsrailoğulları’nı düşmanlarından kurtardığını, bu yüzden Musa’nın da bu günde oruç tuttuğunu bildirince; “Ben Musa’ya sizden daha yakınım” buyurdu ve bu günde oruç tutulmasını emretti.

Saat
Hava Durumu